Geçen hafta 4 gün boyunca katıldığım Amerikan Pediatri Birliğinin düzenlediği konferans epey verimli geçti. Orijinal karakterlerinden biri ise açılış konuşmasını yapan kişiydi.
Bu konuşmacının özelliği, uzay mekiği Endeavour’un uluslararası uzay istasyonuna son yolculuğunu yaparken görev alan uçuş ekibinden biri olması.
2011 de yaptı son yolculuğunu uzay mekiği.
İyi de pediatri kongresinde ne işi var? diyeceksiniz.
Bilime yönelik ilham ve heyecan vermesi bakımından uzaydaki tecrübesini anlatması istenmiş. Zaten dünyaya döndükten sonra da genç beyinlere ilham vermesi bakımından bilim, mühendislik ve uzay hakkında konuşmalar yapmaya başlamış. Dünyanın ve ABD'nin dört bir tarafında.
Berrak akıllı işler yapmak ve toplumun cahil kalmamasına özen göstermek bambaşka bir sey elbette.
İlk kez canlı olarak bir astronotun kendi ağzından anlattıklarını dinleme imkanım oldu. Son derece heyecan verici bu uzay denen yer.
Dr. Chamitof uzay istasyonunda 6 ay kalmış. Uzay istasyonu çok büyük diyor. Kapladığı yer 2 futbol sahası büyüklüğünde (futbol sahası derken, siz amerikan futbol sahasını anlayın). Toplam 6 kişi kalıyor diyor.
İnsanların yaşayabileceği yer, bir Boeing 777 (http://en.wikipedia.org/wiki/Boeing_777) içi kadar diye anlatmaya devam ediyor. Mekik, uzay istasyonuna yaklaşırken ki heyecanımı anlatmak imkansız. Muhteşem bir görüntü diyor. Yanına gelince farkediyorsunuz, hakikaten büyükmüş demeye başlıyorsunuz diye yine heyecanla anlatıyor.
Bu fotoğrafı konuşması sırasında da gösterdi. "Tam biz yanaşırken" dedi. "Peki nasıl çekildi dışarıdan bu foto?" diye sordu. Cevabı da kendisi verdi. Rusların uzay aracı Soyuz, istasyondan tam ayrılırken, onlar yanaşmış. Fotoğraf da Soyuz'un içindekiler tarafından çekilmiş. "Belki hiç tahmin etmiyorsunuz ama uzay istasyonunun etrafında epey bir trafik var" diyor. Yeni gelmek üzere olanlar, ayrılanlar, yanaşmaya çalışanlar.
En çarpıcı anlardan biri bence uzay yürüyüşüne çıktığı o ilk anı anlatmasıydı.
O kadar eğitim aldık, her şeyi en ince ayrıtısına kadar tasarladık ama o boşluğa çıktığım anın tarifi imkansız. Yine gidebilsem o anı yine yaşayabilsem diyorum içimden diyor. Kapak açılıp da ilk çıkarken hani böyle otobüste giderken tutunuruz ya tavandaki demir boruya, hah işte onun daha kısası kapağın hemen yanında da var. Sıkıca tutundum ve aşağıya baktım, ayaklarım boşlukta sallanıyordu ve masmavi gezegen dünya ile aramızda sadece simsiyah bir boşuk ve 370 kilometre mesafe vardı diyor. Her taraf simsiyah ve tüm o karanlığın ortasında da bir mavi gezegen. İnanılmaz bir manzara diyor Dr. Chamitof.
Onun bu heyecanı bana da yansıdı. Küçüklüğünden beri gitmek istemiş uzaya ve gidebilmiş sonunda da.
Gerçekleşmesini istediğiniz şeylerin doğrultusunda çok çalışırsanız, sabrederseniz, o isteklerin gerçekleşeceğine inananlardanım.
Astronot Dr. Chamitof da öyle yapmış çok çalışmış, inanmış ve sabretmiş.
Aradan onca zaman geçiyor. Dr. Chamitof uzaya çıkıyor. Aklına kaptan Kirk’u aramak geliyor. Meşhur kaptan Kirk karakterini canlandıran ve babasının da arkadaşı olan William Shatner’i (http://en.wikipedia.org/wiki/William_Shatner) arıyor.
Merhaba “Kaptan Kirk” diyor kendini tanıtıyor ve soruyor, hiç daha önce uzaydan aranmış mıydınız? Sizi uzay istasyonundan arıyorum diyor ve böylece Kaptan Kirk hayatında ilk defa uzaydan aranmış oluyor.
Uzay istasyonunda 6 ay kalmış, Dr. Chamitof.
Yüzlerce deney yaptık diyor.
Uzay istasyonunda ABD’nin, Rusya’nın, Japonya’nın ve Avrupa Uzay Ajansı’nın ayrı ayrı araştırma laboratuvarları var.
Sürekli deneyler ve araştırmalar yapılıyor.
Bu en son uzay mekiği yolculuğu ile önümüzdeki 10 yıl boyunca yetecek kadar parça, malzeme taşıdık diyor.
Uzay mekiği Endeavour’un ve tüm uzay mekiklerinin son yolculuğu oldu.
Bugünlerde uzay mekiği Washington’da ki uzay ve havacılık müzesine taşınıyor. Belki bir gün gidip yakından görürüm ben de.
Son derece heyecan ve umut ve özendirici bu konuşmayı dinlemek hakikaten çok güzeldi.
Sizlere de aktarmak istedim.