Anne ve babaya kolay gelen pek çok şey, çocuğun zararına işliyor.
Mesela siz de mi çocuklarını televizyon karşısında doyuran ebeveynlerdensiniz?
Ya da...ya da tüm gün televizyon açık ve tar tar tar gürültüyü de, negatifliği de evin içine mi taşıtıyorsunuz?
Hatta o da yetmiyor çocuğunuz yemek yerken seyretsin ya da ne bileyim oyalansın da uğraştırmasın diye sizi, DVDlerde mi seyrettiriyorsunuz.
Belki de DVD player bile almışsınızdır sırf bu amaç için.
Karnı doyarken büyülenmiş bir şekilde gözleri ekrana takılmış ve hatta tutunmuş bir halde ne yediğini bile bilmeyen zombilere mi dönüşmeye başlamış çocuklarınız?
Bunun zararlı olduğunu yani çocuğun televizyon seyretmesine izin verilmesinin hiç iyi olmadığını söylediğiniz anne ve babalar “sizleri de göreceklerini, nasıl başa çıkacağınızı da pek merak ettiklerini” alaycı, küçümseyen ifadelerle özenle kusuyorlar hemen oracığa, hemen o cümleyi kurduğunuz yere.
Ama siz siz olun hele ki çocuklarınız 3 yaşından küçük ise kesinlikle televizyon izlettirmeyin.
Hatta televizyonun ne olduğunu mümkünse hiç bilmesin.
Fakat siz de bu yukarıdaki ana, babalardansanız...siz de kolay olanı yapacak ve çocuk sırf sussun diye, sırf siz kafanızı dinleyin diye boşverecek ve televizyonu bir güzel açacaksınız.
Ama hakikaten açmayın, çabalayın birazcık!
Biraz kendinize kıyın, çocuğunuza kıyana kadar.
Açmayın televizyonu. O hiç bilmesin televizyonun varlığını en azından hayatının ilk yıllarında.
Bir çok çalışma var bu konuda.
Bilimsel olarak ispatlanmış, sizin çocuğunuz belki onca tv izlemeye rağmen hala cin gibi olabilir. Ama tahribatın ne olduğunu belki de ilerleyen yıllarda göreceksiniz. Eğer süper düper bir çocuğunuz varsa ve hiç bir şey de olmadıysa hakikaten şanslıymış.
O da, siz de ucuz atlatmışsınız.
Şanslı kullardanmışsınız demek ki!
Özellikle “3” yaş altındaki çocuklara televizyonun izletimesi kesinlikle tavsiye edilmiyor.
Öncelikle geç konuşuyorlar ve daha az konuşuyorlar.
Dil öğrenmede güçlükler, matematik yeteneklerinde gerilik ya da güç öğrenme gözleniyor.
Zeka gelişimleri de yine aynı şekilde etkileniyor. Yavaşlıyor.
Bunların yanında agresiflik fazlasıyla gelişirken, çocuk iyice tahammül edilmez hale geliyor. Susturmak için de daha çok zehire ihtiyaç duyuluyor. Zehir burada televizyon oluyor tabii ki.
Bunun yerine tavsiye edilen nedir?
Çocuğunuz ile bol bol konuşun...tek taraflı konuşmalar değil. Karşılıklı diyalog halinde olan konuşmalar. Onlar sizlere nasıl on milyon soru sorup çaresiz bırakıyorsa, siz de aynı şekilde onlara bir sürü soru sorun. Özellikle hikaye anlatıcılığı da çok önemli bu noktada.
Yapılan çalışmalarda erken yani prematüre doğan bebelerin bile konuşmalardan ileri ki yıllarda etkilerini gördükleri ispatlandı. 36(preemature) haftalık bebenin sizi duymadığını/anlamadığını düşünseniz de...bunlar onları etkiliyor olumlu anlamda.
Bir de iki-üç yaşındaki çocuğunuzu düşünün.
Sürekli interaktif olmaya çalışın, size sor gelen şeylerin çocuğunuza faydalı olacağını düşünerek telkin edin kendinizi.
Hayattın bu dönemi de geçici bari iyi geçsin.
Çocuğunuz bencilliğinizin zararını çekmesin.