3 Ara 2010

Yeni açıklanan buluş ne anlama geliyor?


NASA, 2 Aralık Perşembe günü, heyecan verici bir açıklama yaptı tüm dünyaya.

Dünya dışı varlıkların ya da bir takım oluşumların ihtimaline ışık tutacak bir açıklama diye tanıtıldığında bir çok insan “Hah işte uzaylıların varlığını açıklıyorlar. Zaten 2012’de yaklaşmıştı” diye düşündü belki de.
Ama açıklama bu yönde olmadı.
Zaten 2012 yılına da daha zaman vardı (!)

Fakat yine de çok önemli bir açıklama yapıldı.
Canlı yayında açıklamayı seyrederken farkettiğim şey ise, bilimadamları ne kadar teknik terminolojiden kaçınarak, en anlaşılır haliyle bu buluşu anlatmaya çalışsalar da, konunun derinliği ve ince ayrımları, onları yine de detaylara girmeye mecbur bıraktı.

Neyse lafı çok uzatmamak lazım. Bu buluş kısaca neden önemli onu yazmak istiyorum.
“Hayatın varlığı için 6 temel element gerekli” (diye biliyorduk).
Bunlar karbon, hidrojen, nitrojen, oksijen, fosfor, kükürt. Mesela bunlardan fosfor bu açıklanan buluşta özellikli bir yere sahip.
DNA’nın yapısına baktığınızda fosfor bu yapının bel kemiğinin oluşturulmasında çok önemli. Şimdi deniliyor ki ille de yapıda fosfor bulunmasına gerek yok...onun yerine mesela arsenik olursa da organizma hayatını devam ettirebiliyor. Bu o zaman şu anlama geliyor. Bizim bildiğimiz şekilde ille de bu 6 element ortamda bulunacak diye bir şart yok...alternatifler her zaman mümkün.
Bu aynı zamanda ille de o molekül bu molekül demek de değil.
Hayatın aslında ne kadar değişken ya da ne kadar uyumlu ya da ne kadar toleranslı olması ile de ilgili.

Şimdiye kadar bir gezegende ya da okyanusun karanlıklarında ya da artık neresşyse işte sürekli olarak yaşam olasılığı araştırılırken bu 6 elementin varlığına dayanılarak yapılıyordu çalışmalar.
Aslında bir bakıma doğruydu...çünkü bizim bilidiğimiz anlamda bir hayat için bunlar gerekliydi. Bilmediğiniz şeyler hakkında nasıl yorum yapabilirsiniz ki?
Dolayısı ile bunlardan birinin dahi olmadığı ortamlarda hayat olamazdı diye düşünülüyordu. 
Bu durum tıpkı kendi konuştuğunuz dilden başka bir dili bilmemeye benziyor. 
Hiç bir şey anlamıyorsunuz. 
Başka başka kelimeler var. Ama bilmiyorsunuz işte.

Bu bakımdan DNA’daki böylesine bir olasılık çok büyük çalışmalara gebe.  Alternatif olarak fosfor yerine arseniğinde yer alabilecek olması...hem de DNA’nın stabilitesini koruyarak...yani DNA’nın yerle bir olmasına sebep olmaması...Sadece başka gezegenlerde hayatı ararken farklı elementlerin de yaşamın sebebi olabileceğini bize öğretti. Hem de bunu kendi gezegenimizde öğreniyoruz. Dünya dışı bir yapı diyoruz ama bence bu bilgi kendi gezegenimizi daha tanımadığımızın da bir göstergesi.

Bu arada başka bir şey daha aklıma geldi hazır DNA demişken, hemen yazayım. 

İnsan genom haritası bitirildi diyoruz sürekli.
25bin gen var diyoruz insanda.
Bu genom haritası bu genleri kodlayan bölgeleri  gösteriyor. 
Peki bu genleri kodlayan bölgelerin genomuzun kaçta kaçı biliyor musunuz? 
Yaklaşık olarak yüzde bir buçuğu.Peki geriye kalan bölge ne oluyor derseniz? 
Hala tam bilinmiyor. 
Hatta tam biz insanlara yakışır bir isim bile vermiştik bu koca bölgelere...neyseki yavaş yavaş bu saçma isimden vazgeçiliyor. Bu bölgelere “JUNK DNA” diyorduk. Değersiz, ıskarta DNA...anlamına geliyor.
Halbuki bu hayatta, bu doğada hiç bir şey ıskarta değil...boşuna değil.
Sadece değerini ve anlamını bilmiyor olmak söz konusu.

5 Yorum:

novella / विश्व on 3 Aralık 2010 07:04 dedi ki...

gene bir altı çizilesi cümle vardı benim için, çizmeden geçmek istemedim.

Halbuki bu hayatta, bu doğada hiç bir şey ıskarta değil...boşuna değil.
Sadece değerini ve anlamını bilmiyor olmak söz konusu.

Brajeshwari on 3 Aralık 2010 09:51 dedi ki...

bu yazıyı senden okumak aydınlatıcı oldu:) Gerçekten terminolojiden uzak insanlar için zor anlaşılırdı dilleri...

Bu konularla ilgili, mesleki bilgilerini de katarak yazacagin herşeyi büyük bir merakla bekliyorum...Gerisi gelir mi?:)

Biraz on 4 Aralık 2010 07:56 dedi ki...

>novella
tesekkurler:)


>Brajeshwari
gecenlerde yasliligin geriletilmesi uzerine cok iyi bir calismanin sonuclari aciklandi, ileriki gunlerde onu da yazmayi istiyorum. Oldukca ilginc.

Esin Bozdemir on 4 Aralık 2010 22:04 dedi ki...

Konu ince ayrıntılara girmeyi gerektirecek denli önemli...önemli olmasına da, yeni açıklanan bu buluşlar aynı zamanda hayatın aslında sürekli devinim halinde olduğu bir dizi değişkenlere ya da sizin de söylediğiniz gibi uyumlu ya da ne toleranslı ayrıntılara bağlı olduğunu da gösteriyor...

Ama asıl önemli ayrıntıyı son cümlenizde çok güzel açıklamışsınız:)Bütün mesele de burada "hiç bir şeyin değerini ve anlamını bilmiyoruz!"

Biraz on 5 Aralık 2010 18:26 dedi ki...

>Esmir
Haklisiniz ayrintilara girmeye mecbur kaliniyor. Bu arada artik biraz da bekleme zamani, cunku bu bulusun ardindan bir suru elestiriler ve destekler gelmeye baslayacak...dolayisi ile zaman icinde onemi daha da anlasilacak..bu her iki yone dogru da olabilir.

Ama degismeyen sey ise degerini ve anlamini bilememek oluyor galiba...

 

Blog Listem

Hayattan ve Masallardan Biraz Copyright © 2009 WoodMag is Designed by Ipietoon for Free Blogger Template