27 Eki 2009

Yazmak lazımdı...

Sanal ineklerimiz vaaaar.
Sonra...sonra koyunlarımız da vaaaaar. Tabii ki sanal. Oyunlarımızın hayvanları bunlar.
5 saat içinde yetişen bilmemne bitkimiz ve otumuz da var.
Görev bilinci içinde bakalım ve besleyelim.
Aman..sakın...aman ölmesinler.
Tarlamızdan zamanında sebzeyi, meyveyi toplayalım ki çürümesinler.
Sonra ne bileyim mesela Feysbuk’ta hemen anında nereye gittiğimizi, neler yaptığımızı yazalım ki herkes hemen bilsin.
Evleniyor musunuz? O zaman hemen tek taşınızı fotoğraflayın ve onu da anında yayınlayın ikiyüz bilmem kaç arkadaşınıza.
Onların da görmesi lazım. Neyse ki nazara(!) inananlar ve bu tip gösteriş merakında olmayanlarımız her anını feysbuka kayıt etmiyor.

Sonraaaa....başka ne var? Mesela maçlarımız.

Fener-Galatasaray maçına inanılmaz bir özen gösterelim ve 90 dakikayı 1 hafta öncesinden başlayalım konuşmaya, sonra bitince de bir o kadar daha pozisyonları tartışalım. Elbette tartışalım da ama bu kadar abartmaya gerek var mı acaba? Ya da her şey bu kadar mı güllük gülistanlık ülkemizde de sadece bunlara takmışız? İnanılmaz işler olurken ülkede, hiç bir şey kimsenin umurunda değil. Domuz gribi aşısı bile inanmak inanmamak sınırları içinde tartışılıyor. Mantıklı düşünmek ise oldukça uzak bir yerlerde sanki.

Bu kadar karmaşanın geliştiği toplumumuzda elbette herkes kendi işine bakıyor. Fazla da bir şeyi umursamıyoruz.

Yeter ki menfaatimize dokunulmasın.

Mesela bir kaç gün sonra 29 Ekim...
Acaba...hayatının en baharında bu ülke için canını vermiş gencecik insanlarımız adına sembolik de olsa bir şey yapamaz mıyız?
Mesela üşenmesek ve hiç tanımamış hatta tanıyamayacak olsak da...hayatlarını gencecik yaşlarda bırakıp gitmiş askerlerimiz için şehitlikleri ziyaret etsek ve tam da o sırada kardeşini, abisini, babasını ziyaret eden şehit ailelerinin yalnız olmadıklarını gösterebilsek az mı şey yapmış oluruz?

Ama belki de tatil olduğu için evimizde sıcacık otursak, sanal ineklerimizi beslesek, tarlamızdaki sanal bitkilerimizi eksek biçsek ve menfaatimize dokunan bir şey olmadığı için mutlu bir şekilde yaşasak daha mi iyi acaba?
------------------------------------------------------------------------------------------------
Bilmeyenler için not: sanal inek, sanal koyun da neyin nesi diyenler varsa, Facebook’taki zaman öldürme oyunundan bahsetmekteyim. Milyonlarca insanın oynadığı bir oyun. Adeta sanal bağımlılık.

9 Yorum:

İçimden Geldiği Gibi on 27 Ekim 2009 09:32 dedi ki...

hiç girmedim o işe ama herkes oynayınca merakta ettim doğrusu hatta acaba oynasam diye kafamdan geçti.Ancak vaktim sınırlı.:-o

Adsız dedi ki...

çok doğru bi noktaya değinmişsin, sevgili biraz...
yazdıklarına aynen katılıyor, birşeyler eklemekte istemiyorum.
o kadar çok şey var ki...

beenmaya on 27 Ekim 2009 10:11 dedi ki...

ama vaktimiz yok işte be arkadaşım. çoğu zaman olmamız gereken yerde olmaya, söylememiz gereken şeyleri söylemeye zaman bulamıyoruz baksana çok işimiz var...

sağolasın bu dikkat çekici yazın için...

hayalperest.im on 27 Ekim 2009 10:26 dedi ki...

ben de bunu anlamıyorum.. sanki insanların beyinlerinin küçüklüğü oynadıkları oyunlarla alakalıymış gibi...

ben o işe girdim. ve eğleniyorum oynarken... bir şeyleri düzenlemek, uğrşamak eğlenceli...

böyle yazılar yazan kaç insan kaç 29 Ekim'de gitmiş de şehit mezarlarını ziyaret etmiş? Kaçı fakire furkaraya yardım etmiş? Kaçı kaç kere yaşlı bir kadının elindeki torbaları taşımış...

Söz meclisten dışarı... Senin neyiğ ne kadar yaptığını bilemem biraz. Ama konuyu saçma bir yerden ele aldığın kesin. Hepimiz saatlerce bilgisayar başında oturan insanlarız. bir sanal çiftliğimiz olsa da oturuyoruz olmasa da...

Eğer gerçekten önemsediğin şehit mezarlıklarını gezmekse, bunun için organizasyon yapman gerek, başka şeyleri eleştirmen değil.

İnsanlık böyle şeylerle ölçülmez. Kimsenin sanal çiftliğinin olması ya da ona özen göstermesi ya da saatlerce bilgisayarda aksiyon dolu oyunlar oynaması aynı zamanda başka işlere de vakit ayırmadığını göstermez. Sığ insan yok mu çok... Ama niyet önemli. Kişi kötü niyetinden değil de cahilliğinden, düşünemediğinden yapıyor olabilir bunları. Elinden tutan olmadığı için, moron öğretmenler tarafından eğitildiği için, ailesi ona hiç insan olmayı göstermediği için...

Kısaca söylediğklerinin altında çoook daha derin sebepler var.

FUNdy on 27 Ekim 2009 10:40 dedi ki...

Kızmakta haklısın bence.
Gıcık olduğumu bile bile ben bu bayramlarda da insanlara iyi bayramlar derim. Çünkü esas bayram bunlardır benim için...Adı resmi bayram olduğundan mıdır nedir insanlar bir garip bakarlar biraz şaşarak da olsa iiii size de...size de iyi bayramlar derler.
Sizlerin garip bakmayacaginizi biliyorum o yuzden şimdiden gerçek bayramınız kutlu olsun diyorum.

guguk kuşu on 27 Ekim 2009 11:11 dedi ki...

uff be biraz, şu sıralar sızım sızım kanayan yüreğimehiç bir şey merhem olmuyor. Bu son yaşadıklarımız, yürek dağlayıcı. Biz "bunlardan " ibaretmiyiz diyorum artık kendi kendime.
Peki nasıl bu kadar farklı düşünebiliyorum bunları yapanlardan, elleri yavrularımızın kanı ile kirli katilleri yurdumuza misafir gibi alanlardan, ben faşistmiyim diye bile düşündüm.
herzamn kurban rolünü oynadı bu pkk denilen, ne idüğü belirsiz, haçlı zihniyetli, şeyler topluluğu. tembelliklerini kurban postuna bürünerek sakladılar, diş mihraklar da bunu seve seve kullandı. izmirin köyünde acaba onlardan farklı ne var ve ya konyanın köyünde,
bireysel sorumluluğumu unutmadan değiştiremeyeceğim şeyler için dua ediyorum bu aralar sık sık:
allahım, bu toplumu helak et ama pis kanları bizim şanlı türk milletimizin eline bulaşmasın, vampirler gibi kendi kendilerini yesinler. AMİN.
ve gücüm yetse 4. yüde doğruacağım, benim gibi ATASINA, MİLLETİNE; VATAN SINIRLARINA bağlı pekçok evlat yetiştireceğim. Onlara inat.

ABİ on 27 Ekim 2009 13:24 dedi ki...

çok çok haklısın.

Biraz on 27 Ekim 2009 15:04 dedi ki...

>icimden geldigi gibi
epey oynayan var...

>Serzenis Meraklisi
Tesekkurler...

>beenmaya
cok mesguluz...bir ara bir yazi yazmistim modern zamanlarin en populer bahanesi cok mesgulum olmaya basladi demistim...Dogru mesguluz ama en guclu bahane oldugu da dogru.

>casilo
insanlarin beyinlerinin kucuklugu ve oyunlar kesinlikle birbirleri ile alakali degil elbette.

Mesela ben de sahsen video oyunlarini cok seven ve oynayan biriyimdir.

Benim vurgulamak istedigim sey mesela bu tatil gununde eger imkanininiz varsa tarlada sebze ot yetistirene kadar bu defalik boyle bir ziyaret iyi bir fikir olabilir demek istiyorum.

Yoksa ne kimseyi oyundan dolayi kucumsuyorum ne de beyin buyuklugu ile oyun baglantisi kuruyorum. Sadece "zaman ayirmak" adina konusuyorum.

Ayrica kimse kimsenin hangi yasliya ne kadar yardim ettigini, ya da nerelere ne yardimlar icin kosturdugunu bilemez, bu bizim kendi ozelimizdir.

Tipki sizin benim ne yardimlari yaptigimi bilmemeniz gibi, tipki benim de sizin ne yardimlarda bulundugunuzu bilmemem gibi.

>FUNdy
Sonucta bayram degil mi? Bayram!
Ve kutlamak da gayet normal.

>guguk kusu
Zor zamanlar hem de oldukca zor zamanlar bunlar diye dusunuyorum. Belki de hep zordu simdi bizzat yasadigimiz icin boyle de dusunuyor muyuz acaba.

>abi
Icimden geceni, aklimda olani yazdim. Cok tesekkurler.

hayalperest.im on 27 Ekim 2009 15:46 dedi ki...

demek istediğim eleştirilerinizi yaparken kurunun yanında yaşı da yaktığınızdır.

bu yüzden bu kadar sert bir eleştiriyi biraz daha farklı yerden ele almanız gerektiğidir.

 

Blog Listem

Hayattan ve Masallardan Biraz Copyright © 2009 WoodMag is Designed by Ipietoon for Free Blogger Template