18 Ara 2008

Mantık evliliği iyi midir ki?


Mantık evliliği lafı, bana hep ürkütücü gelmiştir.
Gözümün önüne hemen, evlenmek üzere olan bir çift gelir.
Yüzleri gülmez. Ciddidirler.
Hatta kadın bile takım elbise giymiştir.

“Nereye atıyoruz imzayı buraya mı?”
“Ha… evet oraya.”
“Tamam attım ben.”
“Ben de attım.”

Kalın çizgilerle çizilmiştir artık evliliğin sınırları.

Ya da artık hani evde kalma ihtimali gittikçe artan abla ile çoktan evde kalmış abinin evlendirilmeleri de öyledir.
 “Onlar mantık evliliği yaptı”
 “Eveeeet…”

Diğer taraftan da son zamanlarda dejenere olmuş insan ilişkileri de insanları mantık evliliği yapmaya zorluyor.
Mesela çok sevip de çok kırılınca.
Mesela güvenip, kalbinizin kapılarını en sonuna kadar açtığınızda,bu güveninizin fena halde kullanıldığını gördüğünüzde.

Böylelikle en içten dışa doğru yavaş yavaş kapılarınızı kapatmaya başlamakta ve hatta kalbiniz bile
“Ben artık tek başıma başa çıkamıyorum, …işin içine biraz da mantık katsak fena olmayacak” diye feryat etmeye başlayınca.
Oturup düşünüyorsunuz.

Aslında mantık evliliği o kadar da korkunç olmayabilir.
Elbette içinde sevgi olmalı.
Hani “siz bi evlenin alışınca seversiniz birbirinizi…eheheh ehe“ şeklindeki salaklıklardan değil.

Ne bu eve kedi mi alıyorsunuz ya da alındınız?
“Zamanla sevecek beni…”

Mantık evliliğini ben de biraz modifiye edip sevecen bir hale getirdim.
Hiç de öyle ürkütücü olmayabilir aslında.

Nasıl mı?
Mesela.....mesela...hımmmm,

İlişkiniz batmasın diye alttan almanıza gerek yok.
Sorunlar böylelikle maskeleneceği için aslında bir yalanı yaşamaya başlayacaksınız. Sonra hiç olmadık bir yerde ilişkiniz bitecek.
Hatta çok öncesinde bitmesi gereken bir ilişki boşuna uzamış ve karşılıklı yıprantılara sebep olmuş olacak.

O yüzden fırtınanın içine girmeniz gerekiyorsa girin çıktığınızda ilişkiniz bitmek zorundaysa zaten öyle olduğu içindir...hiç suçlamayın kimseyi…çünkü kendinizi de karşınızdakini de kurtarmış oluyorsunuz.

Küçücük bir tereddütünüz bile varsa göz ardı etmeyin, inanın ileride büyüyecek ve sizi boğacaktır bu küçücük zannettiğiniz tereddüt ya da tereddütler.

Karşınızdakini hiç değiştirmeye de çalışmayın…katlanmaya da çalışmayın.
Olduğu gibi kabul edemiyorsanız kesin bir problem vardır ya da çıkacaktır.

Herkesin bir alternatifi vardır (acı ama gerçek).
Eğer işin başında mutsuz olacağınızı ve karşınızdakini de mutsuz yapacağınızı anlıyorsanız, tembellik etmeyin. Yeni bir ilişkiye bu ilişkinizi sonlandırdıktan sonra başlayın.

Aman hiç bir şey kaçmasın hep kazanan ben olayım diye birlikteliğinizi başka birliktelikler ile test etmeyin. Dürüstçe yapın her şeyi.

Bunları alt alta koyunca "sevginiz ağır bastığı" için ya da "sevginize alıştığınız" için pek çoğunu görmezden geleceksiniz.
Yine sakat bir evliliğe doğru yelken açacak…sonra da hayatı katlana katlana, çırpına çırpına yaşayacaksınız.

Sevginize rağmen bunları düşünün ve mantığınızın olmaz dediği yeri dinleyin. Ona göre devam edin ya da bitirin.
Sonunda yine mantık evliliği yapmış olacaksınız.
Ama bu filtrelerden geçtiği için belki de birazcık daha sağlıklı bir evlilik olacak…Kim bilir?!

8 Yorum:

metanoia forever on 18 Aralık 2008 15:31 dedi ki...

birbirine saygı duyan iki insanın saygısını koruduğu sürece birbirini sevebileceğine inanıyorum. AŞK? onu bilmem işte. dolayısyla mantık evliliğini yanlış bulmuyorum ama mesele doğru yanlış olur olmaz meselesi değil sizin bunu yapıp yapamayacağınız. Herkesin yolu değişik. Zamanla insan evlilikleri görünce mantığın daha fazla devrede olması gerektiğini kabul ediyor ama ben yapamazdım. acı da çeksem, hırpalansam da aşık olduğum kişi ile evlenirdim yine. eh heem ağlarım hem giderim muhabbeti işte.

noname.morosophe on 18 Aralık 2008 16:16 dedi ki...

Çok sevdiğim bir hikayedir :
Devrim Avrupalı mimarları Sinan'a camiilerindeki akustiğin sırrını sorarlar.. Hesaplamaları, formülleri isterler.. Sinan'ın cevaabı müthiştir : Akustik öyle birşeydir ki, siz bütün hesapları yaparsınız.. ama ya tutar ya tutmaz.
Hikaye gerçek mi bilemem ama çok güzel.. Evlilikte böyle birşey, mantık evliliği akustiği inşa etmeye yetmiyor.. -Aşk olmadan olmaz.. Bırak evliliği hayat bile..-

Biraz on 18 Aralık 2008 16:50 dedi ki...

>metanoia forever
saygi olmali ama sevmek olmayinca...saygi cok plastik kaliyor yani yapay kaliyor diye dusunuyorum.
Tuhaf bir mesafe oluyor...sevginin sicakligindan uzak.

>noname.morosophe
Cok dogru ya tutar ya tutmaz...ama ask bir zaman sonra anlamini yitirebiliyor...sevginin olmadigi evlilikler ise metal sandalyeler gibi soguk ve rahatsiz...
Burada mantiktan niyetim...olmayacak hayallere kapilip husranlar yasamamaktir...Askin gozu kordur ya. Kor olmak da pek iyi degildir bu durumlarda.

Ferhanca on 18 Aralık 2008 21:46 dedi ki...

bir çok evlilk dümeni ve yelkeni olmayna tekne gibi gitmektedir.buna bir neden çocuklar başka neden ise kadınların çaresizliği. bittikten sonara ne yapıcam nasıl geçinicem derdi, toplumda ki baskı, ana baba evine gitse haraketleri iyice kısıtlanması. bu faktörler alt alta sıaralanınca metal sandalyede oturmaya devam ediyorsunuz.
evlilik "demirden leblebi" yesen bir türlü yemesen bir türlü:(

Burcu SezeR on 18 Aralık 2008 23:11 dedi ki...

Geçen gün bir arkadaşımla bu konuda tartışmıştık... Ve sonucunda mantık evliliğinin pek de mantıklı olmadığı kanaatine vardık... Evlilik, en önemli etmen olarak aşkın veya sevginin olmasıyla şekillenir ve uzun zaman sonunda saygı en üst seviyeye ulaşabilir. Fakat mantık evliliğinde çıkarların daha fazla ön planda olduğu görülebilir. Naz çekme olayı pek olmaz. Çünkü anlaşmalı evliliktir. Kesip atmak kolay olablir. Yine ben kesin bir şey demiyeyim bir bekar olarak :)

beenmaya on 19 Aralık 2008 09:57 dedi ki...

kuralları önceden belirlenmiş, sınırları çizilmiş bir durumun içine birazcık hoşlaşma falan varsa kendini bile bile sokmak yok pek bana göre değil sanırım :))

pınarpare on 2 Eylül 2009 16:56 dedi ki...

aşk...hani şu ayaklarımızın yere bastığını hissetmeme hali...onu uzaktan görünce,görenlerin deli sanacağı kadar boş ve kocaman sırıtmak ve o koca ağzı bir türlü toparlayamamak:)...evet bunlardan vazgeçebilirim belki...ama öksürerek yattığım akşamların gecesinde hafif kıpırdanarak gözümü araladığımda bir su bardağı,endişeli bir bakış ve sevecen bir gülümseme görmekten vazgeçemem...bütün gece ya öksürürsem diye başımda duran hergele gerçek mi,evet gerçek...bu ne sevgi mi,yani sanırım...ve bu anı bana mantık evliliği denen şey her ne ise veremeyeceğini bilirim...o yüzden illa ki sevgi,illa ki aşk...sevgi ve aşk var da saygı yok diyen varsa bence bilmeli ki diğerleri de yok,doğru orantılı bu durum...ölçtüm,tarttım,inandım...illa ki SEVDA,illa ki AŞK...

7.oda on 17 Ocak 2010 13:09 dedi ki...

hayatı herşeyiyle birlikte yaşamak için ne yazık ki mantık yeterli değil :) mantık da lazım elbette ama tek başına değil :)

 

Blog Listem

Hayattan ve Masallardan Biraz Copyright © 2009 WoodMag is Designed by Ipietoon for Free Blogger Template