17 Tem 2009

Geçmiş zaman olur ki...


Çizgi filmleri pek bir seviyorum. Bunun bir sebebi biraz çocuk ruhumu hala koruyabilmiş olmam ise diğer sebebi de herhalde karikatürist olmamdır. Çocukluğumdaki o çizgi film sevgisi hiç değişmedi. Bugün de yine aynı heyecanla seyretmekteyim. Elbette tarzı biraz değişmiş olsa da hala o sevgi değişmedi.

Arı Maya sevdiğim çizgi filmlerdendi. Geçenlerde aradım Youtube'da ve buldum tabii ki. Hayallerimde kalsaymış keşke dedim. Ne kadar da berbat çizimler ya da basit mi demeli?
Hani böyle içinizi kıpır kıpır eden çizimlerden değil(miş) meğerse. Yıllar sonra bakınca ve onun çok daha iyilerini görünce...vazgeçemediğim çizgi filmlerden biri olan ve heyecanla seyrettiğim Arı Maya hiç de orijinal değilmiş yahu dedirtti.

Sonra başka bir çizgi filmi düşündüm.
Şeker Kız Candy!
Nasıl bir isim bulmuşsunuz yahu?
"Şeker Kız Şeker" demek gibi bir şey.
Bilmem hatırlar mısınız?
Aslında ne arabesk bir animasyondu. Dertlerden dertlere sürükleniyordu...o kocaman gözleri hep dolar ağlardı. Tv önünde ızdırap ve hüzünle izlerdik. Neredeyse çocuk olarak saçlarımız beyazlaşacak, alın çizgilerimiz artacaktı.

Esteban vardı hani altın şehiri bir bulsa rahatlayacaktık. Bitmesini de hiç istemezdik. Ama altın şehri bulursa bitecekti. Ve galiba sonunda buldu...dizi de bitti.

Yakari isimli gıcık ötesi çizgi filmi o zamanlar dahi beğenmezdim. Çizimleri berbat, konusu bayık sefil bir çizgi filmdi. Çocukların böyle bir şeyi sevebileceğini düşünmek için çocuk olmamış olmak gerekiyordu ve bu imkansızdı. Demek ki çocukluğunu iyi yaşayamamış abiler yapmıştı bu şeyi.

Şirinlerdeki Gargamel her ne kadar kötü olsa da dizinin heyecanı tadı tuzuydu. Galiba ben gizliden gizliye Gargamel’i severdim, tıpkı He-Man’de arada İskeletorun kazanmasını istediğim gibi severdim. Clementin’deki şeytanı görmeyi istemek gibi bir şeydi bu belki de.

Ninja kablumbağalar hep kazanmasa...arada bir kaybetseler olmaz mıydı sanki? En çok da nasıl mutant ninja kablumbağaya dönüştükleri anlatan kısma bayılırdım. Defalarca anlatılsa da bıkmazdım.

Taş devri hep favorimdi...şimdi bile öyle. Hanna and Barbara yazısını görmeyi pek severdim bitişinde. Jetgiller ise hep merak uyandırırdı “dürülülülü.....dürülülülüüüü” diye uçan arabalar hayallerimn kıyısına parkederdi.

Çocuk olmak güzeldi.
Çizgi filmleri seyretmek de güzeldi.
Hala seyrediyor olup da yine öyle mutlu olmak ise galiba daha güzel...belki de en güzel.



Bookmark and Share

13 Yorum:

öykü on 17 Temmuz 2009 08:44 dedi ki...

Ilkokuluma gıtmıstım yıllar sonra
O koskoca gordugum okul
kocamannnnnnn dıye aklımda kalan bahce
nohut oda bakla sofa boyutu
mınıcıktı
cocuk gozlerınle grdgun herseye ayrı bı anlam katıyorsun
farklı bakıyorsun
cızgı fılmlere
masallara
ınsanlara ve dunyaya..

beenmaya on 17 Temmuz 2009 09:21 dedi ki...

kulaklarım çınladı da geldim :)))

guguk kuşu on 17 Temmuz 2009 09:29 dedi ki...

ben de çok severdim arı mayayı. hatta kitabını da onlarca kez okumuştum. ve hala çok severim çizgi film izlemeyi. daha doğrusu tek izlediğim şey çizgi film. şimdilerde de sünger bob winnie the pooh yeni kahramanlarım.

Seyyah on 17 Temmuz 2009 09:54 dedi ki...

pazar günleri öğle saatinde uçan kaz olurdu tvde..kardeşim ve benim için dünya dururdu o saatlerde, hiç bitmesin isterdik. geçenlerde aklıma geldi aradım, izlerken bunu nesini seviyorduk diye düşündüm. Sanırım izleme eylemini bir ritüele çevirmişiz o çocuk halimizle, onun keyfi kalmış aklımda..

özii on 17 Temmuz 2009 10:07 dedi ki...

Ahh Biraz ahh ! beni de çocukluk günlerime götürdün .
Taş devri ve jetgiller benimde favorimdi.
Bir de hiç unutmadığım dinazor denver vardı. Dinazor yumurtası kabuğuna dokununca geçmişe gidiyorlsrdı en çok burasını severdim.
Komik çizgilere gelince de , hatırlar mısın bilmem ama musti vardı , o yaşımda bile sinirimden ölürdüm ne biçim bir çizgi film bu diye. Berbat bir şeydi...

Biraz on 17 Temmuz 2009 14:10 dedi ki...

>oyku
cok haklisin ama bir sey daha var galiba orayi orasi yapan insanlardi....onlar olmadan cok kuru geliyordu gozumuze.

>beenmaya
hakkaten di mi? :))

>guguk kusu
simdilerde tvde favorilerim simpsons, family guy.

>Nily
ucan kaz nelsondu di mi...onu unutmusum yazmayi bak..simid soyleyince ancak hatirladim.

>ozii
mustiyi yazmak aklima geldi de vazgectim...ama aynen dedigin gibidir "berbat bir cizgi film bu yaa" deyip dururdum o bit kadar adam halimle.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri on 17 Temmuz 2009 14:57 dedi ki...

Sanırım onların hepsi bizm çigi filmlerimiz hem de hâlâ:)

Biraz on 17 Temmuz 2009 15:30 dedi ki...

>ozlem
evet evet kesinlikle oyle...

begenmesek de begensek de aynen oyle!
:)

Belgin on 17 Temmuz 2009 18:19 dedi ki...

Birazcim, Mayayi, tasdevrini, Jetgilleri bende cok severek izlerdim:)) Cocukluk ne güzel bir sey. Hala cok severim kücük kizimla oturup cizgi film seyretmeyi:))

Yazmak Keyiftir on 17 Temmuz 2009 22:36 dedi ki...

Zannediyorum dünya sevgi ve duygusallık, şevkat gibi hasletlerde ya bir kayboluş yada ciddi bir transformasyon yaşıyor. Ben hala Arı Maya yı, Vikingleri, Mustiyi, Bay Meraklıyı(Akıl Küpü) severek izliyor ve hala aynı keyfi alıyorum. Ki siz çizen birisiniz. Aslında formların geometrisine hiç baktınız mı ? 1980 lere kadar kahramanlarda düz yada köşeli hiç bir yer yok. Seneryolarda hakaret, şiddet ve alay yok. Alay edilen sahnelerde bile belirli bir yumuşaklık var. Fakat ortam Japon animasyonları ve uzay kavramıyla birlikte sert çizgiler, şiddet ve korku kavramları girmeye başladı çizgi filmlere. Japon yada çizgi çocuk pornosu dahi olduğu gerçeğini masanın üstüne koyarsanız; ARI MAYA Canım MAYA pırıl pırıldır.

Biraz on 17 Temmuz 2009 23:24 dedi ki...

>Ali Ikizkaya
Sevgili Ali, Saptamalariniza ben de katiliyorum. Ozellikle 90liyillarin ikinci yarisiyle birlikte cizgi filmlerde galiba masumiyetlerini kaybettiler. Ama diger taraftn benim ari mayayi ya da musti elestirmem cizgileri bakimindandir. Yoksa verdikleri mesajlar cok guzeldi. Ozellikle ari maya hikaye bazinda sevecenlik doluydu.
Sanirim simdiki cocuklar daha hircin yatismekte her acidan.

Biraz on 18 Temmuz 2009 00:23 dedi ki...

>Belgin
ne guzel :)
aslinda cocuk kalmali bir yanimiz.

ezgi umut on 6 Ağustos 2009 15:56 dedi ki...

Merhabalar, güzel bir Nostalji. sanırım tüm çocuklar İskeletor'dan gizli bir keyif alıtrlardı. He-man güç bende diye o kılıcı ya da asa mıydı kaldırınca acaba çocuklara sansür mü yapsam diye düşünmüşlüğüm oldu. Şeker kızı da göz ucuyla izlerdim. Sizler ne şanslı ne hayal gücünü geliştirici çocukluklar yaşadıonız ne mutlu. ilkokulda yılbaşı arabalarının gökyüzünde süzüldüğü bir kıytırık film izletmişlerdi topluca da hala izlerken duyduğum hoşluğu yeniden duyumsayabilirim. o kadar azdı kaynaklar. Bir kitabım vardı hediye. WaTER BABİES. Resimler oyuk ve diğer sayfalara geçerdiniz mağaralardan filan. O kitabınm da kayboldu. Bir de benim çocuklarla izlediğim sizin akranınız olmalılar bi fransız çizgi film vardı. Kızın ateşli bir romatizması mı ne vardı çok etkileyici gelmişti bana ama ismini çıkaramadım. Neyse uzun bi selam oldu. Artık Mb ye hiç gelmiyorsunuz sanırım. selmlar sağlıcakla kalın.

 

Blog Listem

Hayattan ve Masallardan Biraz Copyright © 2009 WoodMag is Designed by Ipietoon for Free Blogger Template