23 Ara 2008

Özür...



("I will",  Radiohead)

Özür dileyelim, teşekkür edelim...sonra sonra daha başka neler yapabiliriz mesela?
Mesela takdir edelim...sonra sövelim,
hep birlikte bağıralım,
gülelim,
ağlayalım.

Bunlar hep sembolik olsun, hep birlikte gibi ama bireysel olsun.
Ne kokar, ne bulaşır cinsinden olsun.
Kendimiz söyleyelim ve kendimiz dinleyelim.
Birbirimizi kızdırmaktan ve sevindirmekten öteye de gitmeyelim.

Tıpkı internette bir tık mesafesinde kullandığımız oylar gibi olsun...sessiz...anlaşılmayan.
Bir şeye çözüm bulmayan.
Sembolik şeyler olsun.

Onun yerine “daha yapıcı neler yaparız?” soruları sorulmasın.
Mesela hakikaten özür dilemek istiyorsak...yakın tarihimizi daha iyi öğrenecek girişimleri neden başlatmayız?

Ne gibi?
Mesela neden son derece sıkıcı ve yüzeysel ve tamamen ezbere dayanan bir yol ile tarihimizi öğrenmeye çalışırız orta öğrenimimiz boyunca?...Hatta sonrasında bile?

“Sayfa 47den 53e kadar sınav var” dendiğinde zor bela o sayfaları çalışıp son derece sıkıcı bir şekilde yazılmış kitaplardan tarihimizi öğrenir gibi yaparız.

Halbuki bu kadar uzun ve zengin bir geçmişe sahip olmamıza rağmen neden fena halde renksiz bir şekilde öğretilmeye hem de kuru kuru öğretilmeye çalışılır tarihimiz.

Atatürk’ün gülen fotoğrafları neden arşivlerde onca yıl boyunca saklanır da daha yeni yeni ve azar azar gün yüzüne çıkar.

Neden yakın tarihimiz (1950 sonrası mesela) öğretilmez? 
(öğretilir tabii...öğretiliyor gibi yapılmasını sayıyorsanız...evet öğretilir o zaman)

Neden ezberciliğe dayanan bir sistem ile her şey bize dayatılmaya çalışılır?

Neden soru sorabilen ve birey olabilen insanlar yetiştirilmeye çalışılmaz da daha çok yap denilince yapan insan modeli ortaya çıkartılmaya çalışılır?
Şimdilerde şu özür dileme durumlarının gerçeklikten uzak olduğu düşüncesindeyim.

Kendi adıma söylemek gerekirse küçüklüğümden beri ermeni arkadaşlarım da oldu...komşularımız da oldu. Birbirimizi de hep çok sevdik ve yardımlaştık da. Bunlar bireysel düzeyde yaşadıklarımdır, ben birey olarak ne yabancılık çektim ne de çektirdim.
Yurt dışında yaşamaya başlayınca ise en büyük eksiklğim tarih bilgimin yüzeyselliği olmuştur. Onu da çalışarak ve okuyarak ve anlayarak kapatmaya çalışıyorum.

Yakın tarihimizi iyi bilmediğimizden bireysel olarak teşekkür etmeler, özür dilemeler başlar da...tarihimizin daha iyi öğretilebilmesi için hiç kimse neden çaba göstermez?
Madem bu kadar duyarlıyızdır...özürler dilemekteyizdir de yetişmekte olan çocuklarımızı daha iyi bilgilendirmek için neden kimse kılını dahi kıpırdatmaz?

Şekilciliği bu kadar sevmemizin sebebi nedir acaba?
Acaba böylesi daha kolay olduğundan mıdır?
Hani bir şey yapıyormuş gibi görünmek sanki daha kestirme yoldur.
Belki de yanılıyorumdur...ve öyle değildir durumlar.
Bilmem ki! 
Elbette tüm bunlar benim şahsi düşüncelerimdir...Alınganlığa da hiç gerek yoktur.

 

8 Yorum:

Karōshi on 23 Aralık 2008 20:21 dedi ki...

Çok yerinde tespitlerle dolu iyi bir yazı olmuş son zamanlarda yaşananlara dair.. Aklınıza sağlık..

Burcu SezeR on 23 Aralık 2008 20:57 dedi ki...

Gündemi değiştirsin, dikkatleri başka şeylere çevirsin millet diğer taraftan rahatça işini görsün fırsatçılar... Ucuz numaralar bunlar... Ama kanıyoruz işte... Belki de bir şey yapabiliriz diye düşünüyor millet... Bilemicem..

beenmaya on 23 Aralık 2008 22:29 dedi ki...

birşey yapmış oluyoruz işte bu şekilde, çoğunluk ne demişse ona uymuş oluyoruz, "öteki" olmamak için fazla olan hangi tarafsa düşünmeden etmeden, dediğin gibi altındakileri tam olarak bilmeden tarafımızı seçmiş oluyoruz. sonra ne oluyor oh diyoruz ben özrümü diledim, yapmam gerekeni yaptım, insanlık vazifemi yerine getirdim ve kuş gibi hafifledim şimdi yaşamıma kaldığım yerden devam edebilirim...

Ferhanca on 23 Aralık 2008 22:33 dedi ki...

Çok doğru yazmışsınız .öğretilmeyen tarihle neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmeyen nesiller...
Bu tartışmaların en büyük nedeninin asılan Türk bayrakları olduğunu söyleyen lale mansur gibi tiyatrocu "aydın" denilen kişiler bile var

Vladimir on 23 Aralık 2008 22:51 dedi ki...

Şekilciliği bırakırsak pohpohlanmaya fena halde ihtiyacı olan, tın tın boş olduğu halde kendini dolu sanan, boş düşünüp boş konuşan kendini fena halde fikir adamı ve her konunun uzmanı sananlara ömürleri hatta sülalalelerinin ömrü boyunca egolarına şakşak tutacak yalakalar ordusunu yetirşitirememiş oluruz. Fena halde, yani adamakıllı biçimde gerçeklerle yüzyüze geliriz sonra halkımı bu gerçekleri yiyemez yutamaz. Çekirdek aileden başlıyor türkiymizde çarpıklık. Çocuk doğduğu gibi ailenin tam merkezine düşüyor, ne yapsa afreim, ne yapsa alkış yapamadığı şeyler için mutlaka başkaları hakkını yemiş oluyor. Hayata atıldı mı tokadı yiyor, yapışıyor yere, kendine gelmesi 50 senesini alıyor. Batı dünyadaki emsali yaşıtlarından elli sene geriden başlıyor, birey olmayı şansı varsa orta yaşta öğreniyor yoksa öküz kalıyor öküz. Şekilciliği bırakamaz bunlar çok zor.

aysema on 23 Aralık 2008 22:53 dedi ki...

Söylediklerinizi yapabilmek için düşünmek gerekir. Dişününce sorgulamak, araştırmak,incelemek gerekiyor.

Oysa birileri özür dilerim, kampanyası açar, diğerleri de ben de der, olur biter. Ohhh artık görev tamam, içi rahattır.

Önünü arkasını düşünmez. Özür dileyerek kendi ulusuna belki de haksızlık yapmıştır, bunu bilmez. Arkasından ne gelecektir, hangi bedeller ödenecektir. Tarihte ve bugün başka ulusların özür dileyecekleri bir şeyler yok mu?

Sorular çoğaltılabilir. Ben kendi adıma acılarını paylaşabilirim, hatam varsa özür dilerim, bana yapılanı affedebilirim.

Ama ulusum adına tartışmalı bir konuda, yeterince araştırılmamış, tüm arşivleri incelenmemiş bir konuda özür dilemem.

Çok mu uzattım bilmiyorum. Aslında yazmak istiyordum, zamansızlıktan yazamamıştım. Paylaşmak istedim.

metanoia forever on 24 Aralık 2008 11:34 dedi ki...

Benim de tarih bilgim çok yetersiz. Okuduğun kitaplardan sitende örnekler verirsen çok sevinirim.

7.oda on 7 Mart 2010 22:49 dedi ki...

savaşlar ve kıyımlar..
eğer özür dilenecekse, bence her ülke diğer ülkeden özür dilemeli.. çünkü savaş dönemlerinde herkes birbirini öldürdü.. biz de.. onlar da..

tarih eğitimi konusunda da haklısın alper, nedet hititleri urartuları günlerce haftalarca okuruz da, 1980 gibi yakın ve önemli tarihimizi okumayız ??

 

Blog Listem

Hayattan ve Masallardan Biraz Copyright © 2009 WoodMag is Designed by Ipietoon for Free Blogger Template