Paradan daha önemli ne var?

“Paradan daha önemli ne var?” sorusuna verilecek cevaplarımız için fazla düşünmeyiz. Hazırdır hemen.

Paradan önemli bir sürü şey vardır. Hemen akla gelen şey “sağlık”.

“Para mutluluk getirir mi?” sorusu ise başka zorlu gibi görünen kolay bir sorudur. Hatta cevabını şöyle verirsek haksızlık mı yapmış oluruz? “Parasızlık, mutsuzluk getirir mi?”

Böylesine maddi bir dünyada yaşarken, paradan daha önemli şeylerin de olacağını düşünmek önce kulağa çok vahşi gelse de. Gerçekleri eğip bükmezsek, paranın önemli hem de çok önemli olduğunu görmezden gelemeyiz.

Sağlık daha önemliydi di mi? En basit ve kolaylıkla halledilecek bir sağlık probleminiz bile eğer paranız yoksa daha karmaşık hale gelecektir. Heleki zorlu sağlık problemlerinin lafını hiç etmeyelim bile. Haberlerde her gün okuyoruz...ambulans içinde oradan oraya sürüklenen hastalar.
Acaba neden sürükleniyorlar?
Çok çarpıcı bir reklam vardı. Acile gelen hastanın önce kredi kartı duvardaki okuyucudan geçiriliyor. Birinci de olmuyor....ikincide de olmuyor...üçüncü denemede kart onaylanıyor ve hemen müdahele başlıyor. Herkes rahat bir nefes alıyor.

Sağlık bir yana hadi inançlarımızı düşündüğümüzde bile yine işin içinde para var, maddiyat var. Onca camii, kilise, sinagog bedava yapılmıyor. Bedava yapanlar da, finansmanı yine bir yerden bulmak zorundalar. Kısacası “para” bu dünya hayatı için en önemli unsur. Sevgi filan, sağlık falan bunların da hepsinin altında yine maddiyat var. Daha bugün bir haber okudum...parasızlıktan Edirne’de bir aile elektrik parasını ödeyemez duruma gelmiş. Mum ile aydınlatıyorlarmış evlerini. (Peki ya yiyecekleri nasıl saklıyorlarmış?) Ve evde bu durumdan dolayı çıkan yangında 67 yaşındaki felçli kadın hayatını kaybetmiş.

New York’ta görmüştüm 5.caddeydi sanırım...en lüks mağazaların...olduğu, model gibi bayanların...dizi filmlerden fırlamış yakışıklılıkta erkeklerin yürüdükleri bu caddenin bir köşesinde bir kadın bir eliyle çıplak gövdesini kapatmaya çalışırken, diğer eliyle de yine çıplak olan bedeninin alt kısmını “siyah bir çöp torbasıyla” kapatmaya çalışıyordu. Bir yandan da ağlıyordu. Kimse dönüp bakmıyordu bile. Benim gibi bakanlar da ancak şaşkınlıkla bakıyor ne yapacağını bilemiyordu. Polise haber vermek de bir opsiyondu elbette. Ama zaten polis de oradaydı. New York belki de adım başı polis olan şehirlerin başkenti olmaya aday.

O kadının o noktaya gelişinde bir sürü sebep/ olasılık vardır mutlaka ama para da bunlardan biridir. Belki de en büyük sebeptir.

Yuvarlak konuşmak çok kolay “paradan da daha önemli şeyler var hayatta” şeklinde ama işin en acımasız tarafı ise o daha da önemli şeyleri çözen de para.

Sabahın köründe işe gidiyoruz (çoğumuz). Günümüzün en büyük bölümünü kendimizi ve ailemizi yaşatabilecek parayı kazanmak için harcıyoruz. Çoğu zaman ihmal ediyoruz onları. “İşimizden” dolayı. Çocuklarının doğum günlerini kaçırmak durumunda kalan anne babalar, uzun yıllar eğitim, iş,vs sebebiyle ailesinden uzak kalanlar. İşin sonunda bakıyorsunuz hep bir noktaya dayanıyor. Tüm bunlara katlanılmasına sebep olan şey yine para. Sonra da “paradan daha önemli şeyler de var” deniyor.

Buna hepimiz inanıyoruz.
İnanmayanlar da sürüden ayrılan koyun misali , öyle olmamak uğruna inanıyormuş gibi yapıyor.

Hakikaten paranın bu kadar her şeyin önüne geçmesi ya da hep en tepede durması mide bulandırıcı. Diğer yandan da bir gerçek var, paranız olmadan şurdan şuraya gidemezsiniz, iki adım öteye gidin de göreyim sizi.