19 Ağu 2008

Tuhaf Sorular



Hayatın anlamı mesafelerde mi saklıdır?
Yoksa çizgilerini güçlü çizebilmek midir önemli olan?

Peki, hayatın anlamı duyduğumuz kelimelerde mi saklıdır?
Yoksa söylenmemiş sözlerde mi gizlidir?
Sınırlarını bilmek önemli midir?
Yoksa bir arkadaşımın da dediği gibi her “hayır” sınırlarının olduğunu göstermek midir?
Hayatın bir patika olduğunu düşünürsen…bir tane mi vardır ondan?
Yoksa sonsuzlarca patikadan birini seçmiş ve ona da hayat mı demişsindir?
Çatışmalardan kaçtıkça hep çatışmaların içine mi yuvarlanmışsındır?…
Belki de kaçmak yerine en ortasına gidip sonuna kadar savaşmak mı lazımdır?
En seven aslında en höşgörülü de olan mıdır?
Yoksa en seven aslında en kör olan mıdır?

Sabreden derviş gerçekten muradına ermiş midir?
Yoksa sırf biz inanalım diye mi öyle söylenmiştir?

Aşklar çoğu zaman yalan mıdır?
Yoksa geçici olduğunu anlamadığımız için bittiğinde bile hala yaşamaya çalışıyor olmak mı onları yalan yapmıştır?

Hayat gelip geçerken bazen seyirci bazen de oyuncu mu olmuşuzdur?
Kendimizin nasıl değiştiğini değil de, hep başkalarının nasıl değiştiğini mi görmüşüzdür?
Bilmiyorum demek seni seviyorum demek kadar zor mudur?
Yoksa bilmemek tıpkı seni seviyorum diyebilmek kadar doğal mıdır?

Ayakları yere basmayan romantiklerden mi olmuşuzdur?
Yoksa gerçekliği tüm katılığı ile kabul eden birer duvara mı dönüştürmüştür hayat bizi?

En sevdiklerimiz, en unutmak istediklerimiz, en özlediklerimiz kimler olmuştur?
Zamanla “en”ler değişmese de o içindekiler değişmiş midir?

Aşklar ve yalanlar iki kardeş midir?
Yoksa biri varken diğeri yaşayamaz hale mi gelecektir?
Hassasiyetlerin zamanla zayıflıkların mı olmaya başlamıştır?
Ve hatta prensiblerinin olması seni mutlu ederken, aslında prensib adını verdiğin şeyler en büyük engellerin mi olmaya başlamıştır?

Yukarıdaki her türlü soruya cevap vermek gerekiyorsa benim cevabım ne olmalıdır?
Yoksa cevap vermek yerine kısaca BİLMİYORUM demek mi en doğrusudur?…
Açıkçası onu da “bilmiyorum”.


(bu yazım Milliyet Blog sitesindeki kendi alanımda 10.8.2007 tarihinde yayımlanmıştır ilgili link:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=56636)

3 Yorum:

Seyyah on 27 Eylül 2008 00:22 dedi ki...

Yaşamadan bilmek pek mümkün değil. Ama yaşayıp hala öğrenemediysek ya da beklediğimiz gibi çıkmadıysa cevaplar o zaman 'bilmiyorum' iyi bir kaçış olurdu.

7.oda on 8 Ekim 2008 22:47 dedi ki...

belki de hayatın anlamı soru sorabilmekte gizli ??

Biraz on 21 Ekim 2008 18:02 dedi ki...

@ nily "bilmiyorum" derken demek istedigim herkesin kendi cevabi olacagi icin hangisi uygundur kisiye onu bilemiyorum...ama kendiminkini de gizli mi ne tutuyorum sanki : )

@ 7.oda galiba oyle hani zor kararlar almanin arifesinde karari almakta zorlaniriz bazen...o zaman da "vazgecemedigimiz nedir?" sorusuna cevabimiz kararlari almamiza sebep olur...Sanki sormak hep var gibi.

 

Blog Listem

Hayattan ve Masallardan Biraz Copyright © 2009 WoodMag is Designed by Ipietoon for Free Blogger Template