(La Valse Des Monstres ,Yann Tiersen)
Koşsan o tarafa doğru.
Hani ben varım ya o tarafta.
Durduğum o köşeye gelsen.
Ya da durduğun o köşeye ben gelsem.
Oynamasak köşe kapmaca.
Kollarını kocaman açsan
ve ben seni ıskalamadan,
sana doğru koşsam.
Çok mu zor olur acaba...
seni ıskalamamaya çalışmak?
En zor denklemin
en kolay sayısı olsam.
En zor soruların
en kolay cevabı da yine ben olsam.
Hiç zorlamasam ne seni,
ne de kendimi.
En kolay olsa her şey.
En kolayı istemek aslında en zoru seçmek midir?
Yoksa en zoru seçmek mi
değerini daha arttırır seçimlerimizin?
Tıpkı çocukluğumuzdaki gibi oyuncaklarımızı çıkarsak,
hani oyuncak kutumuzu ters çevirsek,
tüm oyuncaklarımızı dağıtsak odanın her tarafına.
Özgürce oynasak.
Üzerinde oynadığımız halı tamamen bizim olsa...
sehpa ve tüm gereksiz eşyaları alıp kaldırsak.
Sadece biz ve oyuncaklarımız kalsa...
oynasak doyasıya.
Saatler tersine işlese
hani şu benjamin button abinin
tuhaf hikayesinde olduğu gibi.
Ya da zaman biteceğine fazlalaşsa
ve biz doyasıya oynasak oyuncaklarımızla.
Ama o halının üzerinde.
Ama sen, bir de ben.
Çok mu zor acaba?...
belki de pek bir imkansız.
Hatta oyuncak kutusunun nereye gittiğini düşünmeden,
kocaman halıda oynasak doyasıya.
Kutuyu ters çevirip boşalttığımız gibi
kalplerimizi de ters yüz edip...
boşaltsak sevgimizi...birbirimize.
Umursamadan...
hatta belki de korkmadan.
şimdi hem kalbimizden
ama ve elbette yine hayallerimizden de çıksa...
çok mu imkansıza doğru bir koşuş olur?
Oyunlarımızın sonunda oyuncaklarımızı
toplayıp kutuya geri koyduğumuz
ve o sehpayı da tekrar halının üzerine çektiğimiz gibi
hani ters yüz ettiğimiz kalplerimizi içiçe koyup toplasak...
çok mu zor olur?
Pek çok insana göre zor değil
ama pek bir imkansız olur değil mi?
“İmkansız” ne umut kırıcı bir kelimedir.
Ama umut olmadan yaşanmazki.
O zaman imkansızı boşversek hatta unutsak.
Ben yine en zor denklemin en kolay sayısı olsam.
Sen kollarını kocaman açsan
ve koşsam o tarafa doğru
hani senin olduğun tarafa
demek istiyorum...
köşe kapmaca oynamasak...
Bir de en zor soruma
en kolay cevap versen...
sonra seni usulca öpsem,
nasıl olur?
15 Yorum:
çok güzel yaa.. bir pamuk şekeri yer gibi.. Hani çok ağzında erir gider ya. hani ağzında harika bir tad bırakır ya.. Yumuşacık, sıcacık ve tatlı..
olur be biraz. ben de aynı düşünceyle yaşadım, yıprandım, mutlu oldum hep.çok hırpalıyor ama bu yaklaşım bi yandan. neden diyorum, neden, daha güzel olabilir. o kada kolayki. açık ol yeter. zırhlarını çıkar da gel bana. bak ben hiç giymedim zaten. kılıcım yok seni yaralamam. bu gün ağlıyor olmanın yerine gülebiliriz. neden?
"Kutuyu ters çevirip boşalttığımız gibi
kalplerimizi de ters yüz edip...
boşaltsak sevgimizi...birbirimize.
Umursamadan...
hatta belki de korkmadan."
çocuk saflığını kaybettiriyor insana hayat...ters çevirip boşalttığımız an'larda bile birşey saklı kalıyor kuytu, köşelerde...
keşke kalmasa... keşke herşey kelimelerin kadar yumuşacık olsa, zor olmasa. olur mu???
>LÂL
hissettigim gibi yazdim belki de ondandir:) katiksiz, ard niyetsiz...ama ben de boyle hissettim sonra okuyunca hakikaten.
>guguk kuşu
bizim acik olmamamiz bence cogu zaman yetmiyor hatta sirf bu yuzden daha da hirpalaniyoruz...zirhlarimiz olmali ama bazen olamiyor iste...eriyip gidiyorlar.:)
>Evren
Masallardan ve Hayattan adini verdigim bu blog sitesinde yazdigim bu yazilarda aslinda cogu zaman bunu anlatmaya calisiyorum. Hayatin onca zorlugunda ve acimasizliginda ne yazik ki masallar kismina giriyor cocuk safligi ve ard niyetsiz yasantilar ile denk dusebilmek...denk dusuncede birakmamak lazim kosmak lazim o tarafa dogru:)
ne zaman "imkansız" kelimesini duysam aklıma ozzy osbourne'nin şarkısı geliyor...
açılamayacak kapı yok
düzeltilemeyecek yanlış
söylenemeyecek şarkı yok
ne ulaşılamaz amaçlar var
ne kurtarılamaz ruhlar
tartışılamaz gerçekler yok
gün bitip gece başladığında
istemem çok şey
bir seni isterim
yalnız seni...
sanırım işin özü burada gizli sadece istemekte ne dersin...
çok güzel bir yazıydı bu arada sağolasın...
>beenmaya
senin de su katkin harikaydi...paylastigin icin cok tesekkur ederim...yaziya guzel bir butunluk de getirdi...saolasin.
boşver be biraz, başkalarının oklarının acısı, o gıcık, sıkıcı zırhın tahrişinden daha iyidir. Bi de yürüken falan gıcıdırydur bu zırhlar. ben çoktaaan attım üstümden. ferah ferah dolanıyorum ortalıkta. şimdi anlıyorum insanların bana çıplak birini görmüş gibi bön bön baktıklarını.
>guguk kuşu
insanlar zaten her seye bakiyor hele boyle zirhlari atinca daha da cok:)
Çok sevımlı cocuk gıbı masum...
cok sevdım
>öykü
Tesekkurler sevgili Oyku:)
sarkiyi da dinlemissindir umarim...yazinin hissiyatini daha da yanisitiyor diye dusunuyorum.
bu yazı üstüne çok şey söylenir hatta yazılır:) bittiğinde, o oyuncak kutusunu halının üstüne devirmek istedim. sonra en sevdiklerimi masanın altına taşıyıp, bir masa örtüsü ile gerçeğinden ayrılan dünyamda olmak istedim. annemdeyim bugün.. bir zamanlar altına girdiğim masa karşımda oyuncaklarda bir yerden çıkar eminim..ama artık ben masanın altına sığacak kadar küçük değilim. her şeye rağmen bunları yazınca anladım ki ben hala çocuk gibiyim:))
teşekkürler..
>Nily
Asklarimizin ve sevgilerimizin de cocuk masumiyetindeki berraklik ve kalpten olmasi dileklerimle de diyerek guzel yorumuna ekleme yapiim:)
Tesekkurler!
Merhabalar;
Bir adres değişikliği (aslında hayatımda bir değişim) söz konusudur.. yeni LİNK aşağıdaki gibidir, zahmet olmazsa, değiştiriver bi zahmet olur mu? ayrıca değişikliğin sebebi de son postta açıklanmış bir durumda...
çok teşekkürler, görüşmek üzre.. sevgiler...
http://serzenismeraklisi.blogspot.com/
Yorum Gönder