Kabul etti.
Hemen değil tabii ki.
Israrlar sonrasında ancak...zar zor.
Oysa ben ısrarı hiç sevmezdim ki.
“Bir kere söylerim ben bir şeyi” derdim. Eğer kişi istiyorsa zaten olacaksa olacaktır...
Israra gerek yok!
Acaba gurur şeyi mi yapıyordum ki gizliden gizliye.
Ama neyse...sonrasında farkettim ki, bayanların öncesinde “hayır” demelerinin ardında, “biraz daha ısrar et evet’e dönüşecek tüm hayırlarım” tavrı olduğunu. Ben de ısrar ettim doğal olarak.
Hani yürüyorduk ya, “koşalım hadi” dedi birden.
Hemen kabul ettim.
Ne kadar kolayım di mi ama? Biz erkekler öyleyizdir kadınlar söz konusu olunca...hemen her şey tamamdır bizim için.
“Tabii koşalım” dedim. “Ama bak ben hızlı koşarım ha!”.
“Olsun” deyiverdi. “Ben de sana yetişirim merak etme”.
Kuş tüyünden hafif, yağmur damlasından biraz daha ağır kalplerimiz ile koşmaya devam ettik. Epey uzunca koştuk galiba.
Çoğu zaman red edilme korkusuyla söylememiz gerekenleri söylemeyerek aslında önce kendimiz kendimizi red etmiş olduğumuzdan...Tereddüt etmeyi bir kenara bırakıp “Seni sevdiğimi sana söylesem mi acaba?” gibi tuhaf bir cümle ağzımdan çıkıverdi.
“Neden olmasın? Ben de o zaman sana boşuna sevmediğini söyleyebilirim belki” deyiverdi.
Hangimizin cümlesi daha zekiceydi?...Siz karar verin ona da.
Sanki kurduğumuz cümleler de birbirine mi yetişmeye çalışıyordu ne?
Ne diyeceğimi bilemedim...ben de tuttum en serin ama bir o kadar da sıcak bir öpücüğü dudaklarından kuş tüyü kadar hafif olan kalbine yolladım.
Ne zaman ulaşır kalbine bilemiyorum...belki de ulaşmıştır. Ulaşmış mıdır?(bu yazım Milliyet Blog sitesindeki kendi alanımda 23.8.2008 tarihinde yayımlanmıştır ilgili link:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=127416)
2 Yorum:
ulaşmıştır..
ama kadının cevabı çok zekiceydi :)
Belki de ulasmistir?!...
Kadinin cevabi hakikaten zekice ama daha etkileyici olani ise cesurca ve samimice olmasi diye dusunuyorum.
Yorum Gönder