("Jashn-e-Baharaa", A.R. Rahman)
“Bir rüyamı daha anlatacağım size...unutturmayın bana!” demiştim.
Hızlıca onu anlatayım.
Sonra da Gece’nin benim için neden bu kadar çekici olduğunu söylemeliyim.
Rüya;
Bu rüyada bir sürü kadının çığlıklarını duyuyordum. Pencereyi açıp da dışarı baktığımda belki yüzlerce kadın sokak kapısında birikmiş bağrışıp duruyorlardı. Ne olduğunu anlayamıyordum. Ama tuhaf durum şuydu. Tüm kadınlar birbirinin aynıydı. Ve evet hepsi Gece idi. Hepsi adeta boynuma atlamayı bekliyordu. Etraftaki pencerelere bakınca yine bir sürü sayı kılığına girmiş adamlar vardı. Benim gibi şaşkın değillerdi. Umursamaz gözlerle sanki sırıtıyorlardı.
Yine kan ter içinde uyandım elbette.
Artık zehirli prens yoktu ya...ve hiç bir zaman için de olmayacaktı ya...o yüzden bu rüyanın yorumunu çözemedim.
Fakat unutmadım da.
***
Gece artık sevgilim olmuştu...aradaki yaşanmışlıkları uzun uzun anlatmak istemiyorum.
Sonuçta iki kişide birbirine ilgi duyarsa normal şartlarda olacaklar beklenenlerdir. Bizimde durumumuz normal şartlar altında gelişmişti. Tıpkı sizlerin hayatlarındaki gibi. Dedim ya bize özel sandığımız şeyler aslında pek bir sıradandır. Sadece biz öyle olmadığını sanarız.
Size daha ilginç bir durumu anlatmalıyım.
Ben onun kaçıncı sevgilisiydim kimbilir, diye düşünür dururdum.
Ama bunu, ona hiçbir zaman sormadım. Belki duyacağım sayının beni ürketeceğini düşünüyordum.
Ürkütse ne olacaktı ki?
Ona olan tutkum sürekli artıyordu ve önceki sevgilileri bunu azaltmayacaktı ki.
Fakat, Gece kaçıncı oldugumu da söyledi...hem de bunu hiç duymak istemediğimi bilmesine rağmen.
O bundan müthiş bir zevk almıştı, “sen altıncısın” derken.
Şimdi de onun benim için neden bu kadar çekici olduğunu anlatmalıyım...Sonrada bu aşkın nasıl bittiğini.
Gece, diğer kadınların ilişkilerde rahatsız edici bir sahiplenme duygusu ile karşısında ki erkekleri nasıl yorduklarını bildiğinden böyle hiç yapmazdı.
Naz denen göstermelik kadınsı oyunlardan çok uzaktaydı.
Bir şeyi istedi mi isterdi. Bulmaca çözdürtmezdi.
Yerin 1200 metre dibinden gelen sinyaller gönderip anlamamı beklemezdi. Çünkü öyle sinyaller göndermezdi. Başka düşünüp başka konuşmazdı.
Kısacası hani nasıl derler dobra kadındı.
Bu yüzden de ben laboratuvarımda çalışıyorken...cinayetlerin ip uçlarını yakalamaya uğraşıyorken kafamı karıştıracak hiç bir şey ile kafamı meşgul ettirmezdi.
Elbette tüm bunları onu tanıdıkça ögreniyordum. Öğrendikçe de çekiciliğinin sebeplerini görüyordum.
Fakat Gece ile aşkımızın bir sonu vardı.
Şimdi o sonu anlatmalı size.
Tıpkı laboratuvarımızda yatan cesetlerin içini boşalttığımız gibi bu aşkın da içini boşaltarak anlatmalı...Sadece daha iyi anlayabilmek için...başka bir şey için değil.
Ve Gece neden hızlı öldürür...elbette onu da söylemeli.
Bu arada söyledim di mi? Zehirli Prens yok artık.
2 Yorum:
Özlemiştim Gece'yi..
Gece bu defa bir değişiklik yapsa ve oldürmese olmaz mı.. Olmaz değil mi.. 6.sın sen.. 9 , 6 nin başaşağı edilmiş halimiydi yoksa..
Ben de:)ozlemistim ama az kaldi...neyseki.
Yorum Gönder