9 Şub 2009

Kadının ihtiyacı yoksa çalışmamalıdır (mı?).


Kadınlar ve erkekler diye ayırmaya gerek var mıdır?
Çalışmak nasıl bir ihtiyaçtır?
Kadınların ihtiyacı var mıdır çalışmaya?
Peki erkeklerin ihtiyacı var mıdır?

İhtiyaç nedir bu arada?
Para kazanıp eve ekmek getirmek midir sadece?

Bu kadar soru ve tehlikeli bir başlık ile yazıya başlanır mı?
(bakın yine soru)
Soru sormaktan anlatmak istediğimi bir türlü yazamıyorum di mi?
(yeter ama bu kadar uzatılmaz ki...)

İhtiyaçlarımız nedir sorusunun cevabı “Geçimimizi sağlıyorsak işte budur...” mudur?
Bence sadece geçim değildir “ihtiyaç”...asıl ihtiyaç yaşayabilmektir.

Aldığımız eğitimi hayata ve insanlara yansıtabilmektir, paylaşabilmektir.

Kadın olsun, erkek olsun çalışabilmek ve onurlu bir hayat sürebilmek herkesin hakkıdır ve kimsenin de pek hakkı yoktur “senin çalışmana gerek yok” demeye.
Ama denir tabii ki.
Daha neler neler denir.
İdeali denmemesidir.

Çalışmak aynı zamanda sosyal olabilmenin ve yeni insanlarla dolayısı ile de yeni dünyalarla tanışabilmenin de kapılarını açar. Kısır bir hayatı ortadan kaldırabilmenin de bir çeşit çözümüdür sanki.

Kadının da erkeğin de ihtiyacı vardır. Çok zengin olmak çalışmamanın bir sebebi olmamalıdır bana kalırsa.

Bill Gates dünyanın en zengin adamlarından biri olduğu halde çalışmaya devam etti. Geçen haziranda ise Microsoft’ daki işinden profesyonel anlamda elini çekti.
Peki çalışmayı bıraktı mı?
Şimdiler de zamanını karısıyla birlikte kurdukları vakfın işleri ile geçirmekte.
Yani hala çalışıyor.

“Bırak bize ütopik örnekler vermeyi...benim de o kadar param olsa ben de öyle yaparım.” diyebilirsiniz.

Ama belki de yapamazsınız öyle...o kadar güvenmeyin.

İnsanların eli ayağı tuttukça çalışması taraftarıyım...daha kırklı yaşlarda emekli olup elini eteğini her şeyden çeken insanlar olmamalıyız.
Artık hem kendimize hem de çevremize ne yapabileceksek yapmalıyız...kolay değil ama öyle.

...ve tabii ki yine kadın, erkek farketmiyor bu durumda.

İhtiyaçlarımızın yanında, istediğimiz için de çalışabilmeliyiz.

(İlk olarak MB'de yayımlanmıştır)

14 Yorum:

Mehtap Pasin Gualano on 9 Şubat 2009 19:59 dedi ki...

Herbert von Karajan, Berlin Filarmoni'ye kabul edildiginde "ustune para bile veriyorlar" der ya..

Evren on 9 Şubat 2009 20:00 dedi ki...

Çalışmakla ilgili bildiğim tek şey çalışamadığım zamanlardan aklımda kalandır: Çalışmak insanı delirmekten alıkoyuyor. Kadını erkeği yok bu işin bence, insan işe yaramalı...Çalışmaktan kastın para kazanmak olmadığı yazarında belirttiği bir durumdur aslında ama altı çizilmelidir de...

öykü on 9 Şubat 2009 20:43 dedi ki...

Yazı cok guzel ama su var..
Yurtdısına gıttıgınde ınsan sunla karsılasıyor.. 40 yas ve ustu ınsanlara orda ıs ımkanları var Fransa da La Fayette magazalarında kozmetık bolumlerı dahıl hep 40 yas ustu bayanların calıstıgı gorunce boyle sasırıp kalmıstım.. Bızım ulkemızde zaten ıs konusunda sıkıntılarımız var unv bıtıren gencecık ınsanlar bıle ıs bulamuıyorken bellı yas ustune ıstesede calısma ımkanı....Yok.

ıvır zıvır on 9 Şubat 2009 20:47 dedi ki...

çalışmak hayata anlam katmaktır... öyle boşu boşuna oturarak geçirdiğimiz günler yok mudur vardır ...peki bu sıkıcı değil midir ..özellikle belli bir süreden sonra çok sıkar insanı çünkü insan fıtratı çalışma üzerine inşa edilmiştir.... ve biraz daha dindarlık katarsak işin içine hiç bir din çalışmayı ..yaşlanmaya, çok para kazanmış olmaya ,şuna ,buna bağlamamıştır kiii.... buda geçmiş zamanda dahil olarak çalışmanın belli bir süre sonra kesilemeyeceği gösterir...

aslında çalışmak ya da çalışmamak günümüz sorunudur ... çünkü 'emekli' olmak diye bir kavram vardır ...ve bu önceden elbette yoktu.... kadınların çalışmaması diye de bişey yoktu ;zira özellikle sanayileşmeden önce kadınların evlerinde ve evlerine dolaylı olarak bağlanan herşeyde oldukça fazla uğraşları vardır.... şimdi ki zaman fazlasınla herşeyi... bik bik didiklediği için bu çalışma kavramınıda bir şablona bağlama telaşesi vardır ...ama öyle değildir ..insan çalışır ..bugün bi işte ... 35 ine gelince belkide bambaşka bi işte ...50 sinde değişik şekilde devam eder... ve yeni çığırlar açarak ...

guguk kuşu on 9 Şubat 2009 21:24 dedi ki...

Kadın çalışmak istiyorsa elbette çalışmalıdır. Ancak ben insanın kendini oyalaması ve bir şey üretebilmesi için illede dışarda çalışması grektiğine inanmıyorum. Evdede gayet üretken olunabilir, yardım kuruluşlarında gönüllü çalışılabilir, yada belki yandaki yaşlı ve kimsesiz komşuya yardım edilebilir. İnsanın herşekilde kendini oyalabileceğine inanıyorum. Hatta bu tip faaliyetler zorunluluk içermediği için daha zevkli olabilir. Huzur evine gidip, yaşlılara gözleri görmeyenlere kitap okumak bigün çalışmadığımda yapmayı arzu ettiğim faaliyetlerden mesela, ertesi gün büyük bir ağacın dalına çıkıp, elma yiyerek kitap okuyabilirim, ertesi gün pazar alışverişi yapabilirim, ertesi gün kaneviçe işlerim, ertesi gün.....tamam tamam durdum. İnsan heryerde üretken olabilir.

Seyyah on 9 Şubat 2009 22:35 dedi ki...

itiraf ediyorum başlığı görünce ne oluyor burada diye geldim:))
kişi kendinden bilir derler. eğer çalışmazsam kendimi işe yaramaz hissederim, sıkılırım, takıntılı olurum vs.vs. yazıyı okuyana kadar hiç düşünmemiştim, ama torunlarıma bile yetecek kadar bir servetim olsaydı eğer bu çalışıyor olmamı değil sadece yaptığım işi değiştirirdi.

Brajeshwari on 10 Şubat 2009 01:05 dedi ki...

Bana biri çalışmayabilirsin dese, önce sevinir sonra koşa koşa çalışırdım yine... Ne konuda çalışırdım ama o muhim.. Amacı salt para kazanmak olan çalışma değil, üretmek ve katkıda bulunmak adına kendim seçim yapardım böyle bir özgürükte.Zaten severek ve iyi yaptığın herşeyde para kazanırsın..

Benim erkek arkadaşlarımdan çalışmayanlar var, anne çalışıyor. Bu söylem bu yuzyıl için geçerli değil sanki?

aysema on 10 Şubat 2009 02:03 dedi ki...

Paslanacağımıza yıpranalım derim ben de... Bilim insanları gecesini gündüzüne katıp çalışırken salt para kazanmak mıdır akıllarından geçen?
Özellikle eğitilmiş insanların kadın erkek ayrımı yapmadan insanlığa hizmet etmesi gerekiyor. Bizi yetiştiren topluma borcunu ödemesi gerekiyor. Çalışarak üretmenin keyfini çıkarmak gerekiyor...

Kadın-erkek ayrımı yapanların niyetleri başka, onlar akıllarını kadınlarla bozdukları için kadınları eve kapatıp gönüllerince yaşamak istiyorlar... Ama yağma yok!.. Boşuna heveslenmesinler. Kadınlar çalışıyor, çalışacaklar...

Biraz on 10 Şubat 2009 14:48 dedi ki...

>Mehtap P.G
Sevince daha guzel daha uretici, hele ki sanat konusundaysa meslegimiz daha bir sevmeli.

>Evren
Haklisin kadini erkegi yok,...ama kadini evin icinde tutmak isteyen zihniyet yayiliyor.

>Oyku
Umut ve heyecani korelten ortamlarda yasaninca olasiliklari gormek de zorlasiyor...halbuki yapabilecek cok is var.

Biraz on 10 Şubat 2009 14:57 dedi ki...

>ıvır zıvır
Bence sadece dini bakimdan diil her bakimdan calismak hem yararli hem de hayata bagli olmanin guzel bir sekli diye dusunuyorum.

Diger yandan da emekli olmak lafi bile ne kadar caresizlik iceriyor degil mi?

>guguk kuşu
evdeki uretkenolikten cok yine de toplum icindeki uretkenlik daha etkin diye dusunuyorum..ama hic olmamasindan iyidir.

Biraz on 10 Şubat 2009 14:58 dedi ki...

>Nily
Paranin cok olmasi calismamaya sebep olmamali...ama cogumuz tembellik zamaninin firsati diye dusunmeden edemiyoruz.

Biraz on 10 Şubat 2009 14:58 dedi ki...

>Brajeshwari
Calismak guzel sey...bi de eglenceli bir isimiz varsa harika...:)

Biraz on 10 Şubat 2009 15:00 dedi ki...

>aysema
Haklisin paslanmak daha yorucu ve hatta daha yipratici.
Kadin erkek farketmez hepimiz insaniz ve en temel haklarimizdan biridir calismak.

LÂL on 10 Şubat 2009 15:47 dedi ki...

Çalışmak ihtiyaçları karşılamak içindir.. Kadın için de erkek için de.. Ama bu ihtiyaçları maddi ihtiyaç olarak sınırlamamak gerekir.Ve Evren'in dediği gibi, çalışmak insanı delirmekten alıkoyuyor.. Kesinlikle aynı fikirdeyim..

 

Blog Listem

Hayattan ve Masallardan Biraz Copyright © 2009 WoodMag is Designed by Ipietoon for Free Blogger Template