7 Şub 2012

Eskiden telefon diye bir şey vardı.


Telefonumuzun kablosu vardı eskiden.
Her yere taşınmaz, köşesinde dururdu öylece.
Kullanmak gerekirse yanına gider kullanırdınız. Sadece size özel çalmazdı. Herkes için çalardı, cevap verince anlardınız kim için olduğunu. 

Ne konuşacaksanız hemen yanına sokulur kıyıcığında konuşurdunuz.
Ne öyle her yerde her an konuşmalar filan.

Sonra tırrrrtttt tırrrrtttt tırrrt çevirirdik ne güzel. 

Ne öyle şimdiki gibi tuhaf tuhaf düğmelere basmalar, 
yok efendim tuhaf dijital sesler duymalar her basışta. 

Ne bileyim, telefon o zamanlar telefondu işte. Şimdi değil.

Şimdi? 
Telefon her şey olmuş neredeyse. Bir mutfağa girip robotluk yapmadığı kaldı...belki de kalmadı.

Artık günümüzde ister fotoğraf çekersiniz, ister oyun filan oynarsınız.
15 saniyede bir facebooka girer, 4 dakikada bir e-mail kontrol edersiniz.
İnternete girip gezersiniz.
Dedim ya telefon demeye bin şahit.

Eskiden telefonlar telefondu...Şimdi ney? Ne olacak her şey olmuş.

Böyle böyle düşünüyordum sabah sabah. 
Hem absürdlük olsun, hem komiklik hem de gizliden gizliye isyan etme amaçlı.

Sonra günün ilerleyen saatlerinde telefonum her zamankinden çok farklı bir tonda çaldı.
Amanın ne ki bu diye heyecan yaparken, telefonumun ekranına bakınca, 15 dakika sonra bir toplantımın olduğunu gördüm. Ben medikal kampüsteyim, toplantı ise ana kampüste. Tamamıyla unuttuğum bir toplantıydı bu. Yani eğer bu uyarı gelmese %100 kaçırmıştım toplantıyı. Bu arada şunu da belirtmekte yarar var. 

Yeni yeni hastanenin bilgisayarı ile telefonumun takvimini senkronize ettiğimden...bu mesajları görüyorum. 
Demek istediğim yeni alışıyorum.

Öncesinde uğraşmamıştım bilgisayar ile telefonu uyumlu yapmaya. Bilgisayarımdan bakıyordum programıma...ama uyumlu yapmak daha yararlı tabii ki. Günlük programım her an yanımda böylece.

Neyse...bu ara bilgiden sonra,  kaldığım yerden devam edeyim.

Medikal kampüs ile ana kampüs arasında sürekli ring sefer yapan servislerimiz var. Servislerde GPS olduğu için web sayfasından ya da telefonunuza yüklediğiniz bir uygulama sayesinde adım adım nerede olduklarını, sizin bulunduğunuz bölgeye kaç dakika sonra geleceğini hem okuyabiliyor hem de bizzat harita üzerinde takip edebiliyorsunuz. Dolayısı ile başlamasına 15 dakika kalan toplantıma yetişmek için servisin nerede olduğuna baktım, hemen gelmekte olanı görünce de hızlıca fırlayıp yetiştim.

Sabah komiklik olsun diye eleştirdiğim her şey teker teker anlamlı bir şekilde karşıma çıktı.

Ne diyeyim teknolojiyi seviyorum, akıllı telefonları da. 

10 Yorum:

Vladimir on 7 Şubat 2012 13:00 dedi ki...

Evdeki kablolu telefonun zil sesini kapatalı çok uzun zaman oldu, konuşmadığım bir masa süsü olarak duruyor ve ben her ay bilmem kaç lira servis parası ödüyorum. Kullanmadığım, kullanmayacağım bir nesneye niye bedel ödüyorum ve niye hala tutuyorum bilmiyorum. Alışkanlıklarımdan mı kopamıyorum?

özii on 7 Şubat 2012 19:15 dedi ki...

Eskinin tadı , adı ve hatıraları kaldı ama ne yalan söyleyeyim teknolojiyi bende seviyorum.

Herşey yanında olunca daha rahat olur olduk :))

Biraz on 8 Şubat 2012 05:38 dedi ki...

>Vladimir
Evdeki telefonu kapattirdik, cep telefonlarini kullaniyoruz, televizyon seyrediyorken bile bir yandan gozumuz maillere kaymiyor degil.

Biraz on 8 Şubat 2012 05:40 dedi ki...

>ozii
Ozellikle boyle uzakta yasayinca bu teknolojinin nimetleri hakikaten cok cok faydali ve omru hayatimizda iyi ki bu duzeydeki bir teknolojiye yetisebildik cok daha iyileri de hizlanarak gelecek hatta geliyor.

beenmaya on 8 Şubat 2012 14:48 dedi ki...

telefonlar mı değişti sadece iletişim şekillerimiz ve tarzlarımız da değişti ne yazık ki...

eskiler hep daha mı güzel oluyor ne...

Biraz on 9 Şubat 2012 15:44 dedi ki...

>beenmaya
Cok dogru! Artik, iletisimimiz de bambaska hallerde.

Mehtap Pasin Gualano on 13 Şubat 2012 18:51 dedi ki...

ne seninle ne sensiz... durumu... Ama insanlar sinemada, kilisede, cenazede bile tik tik mesaj pesindeler ya, benim sinirime dokunuyor nedense...

Biraz on 15 Şubat 2012 05:17 dedi ki...

>Mehtap Pasin Gualano
Tiklama hayatlarimiz oldu...

Esin Bozdemir on 10 Mart 2012 14:01 dedi ki...

Tam isyan etmeye ramak kalmış iken:)aslında ne denli hayatlarımızı kolaylaştırdığının ispatı gibi!tam da üzerine denk gelmiş tf.nun sesi:))"hımmm sakın beni hafife alayım deme!" der gibi:)) bence de iyi ki ileri teknoloji var!..her ne kadar maneviyatları ortadan kaldırdığı düşünülse de, sağladığı olanaklar bu duygunun dahi önüne geçebiliyor çoğu kez!..bazen hiç düşünmüyor değilim hani; biz o maneviyat dediğimiz ve ona yüklediğimiz o hasletlerimizi ve duygusallıklarımızı da sanki biraz fazlaca mı abarttık geçmişe sık sık dönüp karşılaştırmalar yaparak!..kimbililir! her çağ kendi içinde değerlendirilmeli sanırım..tıpkı tarihe yüklediklerimiz gibi!.anyway:))))) iyi ki tf.nun zili çalmış ve sizi de bu önemli toplantıdan mahrum bırakmamış...

bak uzaklar bile artık bir tuşa basınca nasılda yakın olabiliyor...

bu anlamlı yazı için teşekkürler sevgili biraz,
esenlikler ve iyi haftasonları dilerim...

Biraz on 16 Mart 2012 05:49 dedi ki...

>ESMIR
bu ara yeni bir kitabi cikti Michio Kaku'nun...2100 yilina kadar hayatlarimizin teknoloji ile nasil sekillenecegini anlatiyor...Teknoloji guzel ve her sey zamaninda guzel. Kitabin linki burada
http://www.amazon.com/Physics-Future-Science-Shape-Destiny/dp/0307473333/ref=ntt_at_ep_dpt_1

 

Blog Listem

Hayattan ve Masallardan Biraz Copyright © 2009 WoodMag is Designed by Ipietoon for Free Blogger Template