12 Mar 2009

Blog: İnternetin fast food mekanı


Hemencecik anlat, hemen yaz.

Ya da bir iki resim koy sadece.
O da olur.

Video
  filan koyarsan, harika çünkü daha kolay benim için.
Ama uzun uzun yazma.
Uzun uzun anlatma.
Hem vaktim yok hem de sabrım. Yorma beni.

Fast food gibi olsun yazdıkların hızlı hızlı alayım.
Vitamini de içine sıkıştırılmış olsun.
Soğuksa makroveyve koyayım ısınır, o ısınırken ben de çantamı boşaltırım.
Sonra ısınınca hemen okurum.
Çok soğuksa okumam...mesela bir iki gün önce yazılmış ise bilemem...ama bir kaç hafta önceki yazınla hiiiç ilgilenmem.
Şu an ne diyorsun...şu an ne alemdesin o önemli, gerisi pek umurumda değil.
Anlıyorsun değil mi?
Umurumda pek değil.


İnternet ortamında yazıyor olmanın bu tip yan etkileri var.
Sabrımız yok.
Halbuki yazı yazan ve okuyan insan hani sabırlı olurdu?...yani ben öyle düşünüyor(d)um. Yanılıyorumdur belki de...herkeste bendeki gibi salak bir sabır bulunmak zorunda da değil ki.
Zaman kaybetmek sabırlı olmak ile yanyana hep mi gelir?...
Birbirlerinin ayrılmaz parçaları mıdır acaba?

Sabreden derviş, muradına ermiş demeyin sakın...belki biz inanalım diye öyle demişlerdir. Belki de sabreden derviş yoktur bile.

Bir zaman sonra kağıt inceliğinde ve elektronik mürekkep ile yazılmış not defterlerimiz olacak...tıpkı bir zamanlar her evde Tv olacak dediklerinde inanmayanlar gibi inanmayacağız şimdiki bu zamanda geleceğe dair söylenmiş bu sözlere...Ama hepimizin elinde içeriği anında değişebilen kağıt inceliğinde tabletlerimiz olacak...daha hızlı akacak bilgiler...daha kolay kaybolacak yazdıklarımız...ve belki de daha iyi olacak (!)...
Kalabalıkların arasına karışıp kaybolduğumuz gibi kaybolacak yazılarımız....
Tıpkı suya yazmaya çalışmamız gibi olacak.

Fast food hayatlarımıza yakışır bir güzellikte ve sığlıkta olacak.

10 Yorum:

Seyyah on 12 Mart 2009 23:50 dedi ki...

bittiğinde daha söyleyecek ve yazacak çok şeyin varmış da sabretmişsin gibi hissettim.

teknoloji karşıtı değilim ama kağıt inceliğinde elektronik not defterleri ile aramın iyi olacağını hiç sanmıyorum. benim hep küçük defterlerim olacak. kalemle kağıt buluşacak, buluşmadığı günde bence çok anlamı olmayacak.

kişiye göre değişir eminim ama bence sabırlı olmak zaman kaybetmek değil, zamanın hakkını vermektir. (ki bunu söyleyen ben hala pek çok konuda sabırsız bir insanım)

son söz, fast foodların yanında bir sokak ötede sağlıklı beslenmek isteyene çok güzel lokantalar da var. üzme tatlı canını derim.

sevgiler..

Biraz on 13 Mart 2009 00:12 dedi ki...

haklisin vardi ama bu kadar yeterdi...cokca tekrar olacakti...isin ozu anlattiklarim di.


"sabırlı olmak zaman kaybetmek değil, zamanın hakkını vermektir"
Cok guzel demissin hic oyle dusunmemistim...

Tesekkurler!:)

Unknown on 13 Mart 2009 01:07 dedi ki...

hızlı öğütülmeyecek, hazmedilerek yenmesi gereken şeyler yapabiliyor olsa idim blog yazmak yerine kitap yazardım... ama o vakit bildiğim şey 200 300 sayfa olmalı idi benim kafamda...
bir hikaye var, yaşamımdan bir kesit.. şuan üzerinde çalışıyorum ve ancak 7 a4 oldu, en ince ayrıntısına girerek, süsleyip püsleyerek...
tamam, çabucak öğütülmesinde, kaybolmasında birazda toplumun üstlendiği rol önemli.. ama balzac olsa idim, yazılarımı internette paylaşmaya gerek duymazdım..
çok güzide, aşırı hassasiyetle görülebilitesi olan bir konuya dokunmuşsun sevgili biraz..
sevgiyle kal..

Biraz on 13 Mart 2009 05:37 dedi ki...

>Serzeniş Meraklısı
Her seyin dijital olmasi ve bir tik mesafesine yaklasmasi tahammullerimizi de azaltmis durumda...genel olarak 4 saniyelik bir sabrimiz var internette ya da bir goruntu izledigimizde...


Mesela dene bak acilmayan bir internet sitesi karsisinda 4 saniye sonra mouse ile klavye ile kurcalamaya basliyoruz...:)

öykü on 13 Mart 2009 09:10 dedi ki...

Bu yazı benım ıcınde cok onemlı
nedenıne gelınce..
Ben bırısının blogunla tanıstıgımda

mumkun olduguınca eskı yazılarını da okumaya onu anlamaya tanımaya calısırım.. cunku tanıdıkca yenı yazdıklarını daha ıyı algılayabılecegımı bılıyorum..
Ve suna da ınanıyoruım secıcı olmak lazım.. Bazen tek resım yanında ıkı satırda uzun sayfalar dolusu yazının vercegının en ozunu verebılır..Yeter kı satırlarını okudugumuz kısı vermek ıstedıgını satırlara aktarabıcek yeterlılıkte olsun..Kısacası ben sabırlıyımdır..Guzel olan herseyı okumayı da cok sevıyorum.

Belgin on 13 Mart 2009 10:09 dedi ki...

Dün televizyonda digital kitap gördüm, dedigin gibi, incecik bir sey. Hafizasina 260 kitap sigiyormus, ama bana göre degil, ben kagida dokunmaliyim, kagidin kokusunu duymaliyim, hele bir de kitap yeniyse, degme keyfime;)
Sabirli olmayi yeniden ögrenecegiz, bunu hayat bize zaman, zaman gene hatirlatacaktir, üzme kendini sen:)
Iyi hafta sonlari diliyorum:)

Aydan Atlayan Kedi on 13 Mart 2009 11:17 dedi ki...

Hemencecik anlatılıp,yazılmış olanları sevemedim gitti bir türlü. Nasıl fastfood sevmiyorsam nasıl güzel bir yemeği yemek gibisi yoksa okurken de aynını hissediyorum. Kelimelerine ruhunu sarıp sarmalamışları emek harcamışları okumayı seviyorum.

guguk kuşu on 13 Mart 2009 11:25 dedi ki...

heyy çok sevindim, benim gibileri halen yaşamakta demekki, demekki türümün son örneği değilim:)not defterlerim, renkli kalemlerim var hala. Hala ders notlarımı mürekkepli kalemlerle hazırlar sonra mecburiyetten bilgisayara geçiririm. Kalem ve defter çok öenmli öğelerdir benim için. her kalemi beğenmem. Bi de daha fazla kişiyi eklemek ve takip etmek istyorum aslında ama zaman buna el vermiyor buna çok üzülüyorum. Bazen okumak istediklerimi bile okuyamıyorum ki. Üffffff. iyi hafta sonları birazcım

beenmaya on 13 Mart 2009 13:18 dedi ki...

ağır ağır, sindire sindire, kimi zaman tekrar başa dönüp, hatta arada bir hani çok beğendiysen, çok sindiyse içine canın çekerse mesela birkaç günde bir yemeli ay pardon okumalı, yazmalı...

Biraz on 14 Mart 2009 14:29 dedi ki...

>öykü
Eski yazilar onemli...sadece bir kac sayfa arkada kalmis olmalari onlari okumaya engel olmamali...ben de senin gibi dusunmekteyim.

>Belgin
Teknolojiyi seviyorum, beyaz kagit ve kalemler de hala cekici benim icin...cizimlerimi tablette yapiyor olsam da klasik olani da seviyorum...Sana da iyi haftasonlari sevgili Belgin.

>Aydan Atlayan Kedi
Bazen kisa bir siir iki satirlik bir yazi da cok anlamlara tasiyabilir ama her seyin bu sekilde olmaya dogru gitmesi sevimsiz, tatsiz.

>guguk kuşu
En cok zaman gecirdigim dukkanlar kitapcilar, kirtasiyecilerdir...Ama bilgisayar ve elektronik dukkanalrini da severim...Defterim vardir cizim defterim demek istiyorum..ama ekranda da cizerim...hem teknoloji hem eski yollar:)
Bir gun elektrik ve dijital ortam olmayabilir ama her zaman bir kagidin bir kosesi olacaktir...cizmek ve yazmak icin.

>beenmaya
Muzikler de oyledir benim icin...sarkilar yani ya da bir melodi yani:)
defalrca deinleyebilirim...tipki done done okuyacagim yazilar gibidir.:)

 

Blog Listem

Hayattan ve Masallardan Biraz Copyright © 2009 WoodMag is Designed by Ipietoon for Free Blogger Template